ULI ve PwC iş ortaklığı ile hazırlanmış olan “Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2018” raporuna göre, yabancı yatırımcılar yeniden rotalarını sahil kasabalarından İstanbul’a çevirdi.
Urban Land Institute (ULI) ve PricewaterhouseCoopers (PwC) şirketleri iş ortaklığı yaparak sektöre dair bir rapor yayımladı. Söz konusu olan bu “Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2018” raporuna göre, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisi, büyük kentlerden ve sahil kasabalarından İstanbul’a doğru yönelmeye başladı.
Yine söz konusu olan bu raporda, Türkiye’nin Mega Kenti İstanbul’un sahip olduğu genç nüfus, kaliteli konut ihtiyacı ve dönüştürülmesi gereken konut sayısının yabancı yatırımcılar için oldukça önemli fırsat olduğu ifade edildi.
2012 Raporunda İlk Sıradaydı
Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2018 raporunda yer verilen bilgiler arasında, İstanbul’un 2012 yılında Uluslararası yatırımcıların gelişim gösterme öngörüleri açısında ilk sırada yer aldığı, fakat yaşanan terör olaylarından ötürü 2018 yılı raporunda 32’nci sıraya kadar düştü de yer alıyor. Ayrıca raporda, geçtiğimiz yıl ki raporda 7’inci sırada konumlanan İstanbul’un bu yıl 29’uncu sırada yer aldığı da ifade ediliyor.
İstanbul Düşüşünü Sürdürüyor
Bir takım basın organları tarafından konu ile alakalı olarak yapılan haberlere göre, Urban Land Institute (ULI) Türkiye Başkanı Zafer Uysal konuya istinaden bir açıklama yaparak, söz konusu olan rapora göre, İstanbul’un yaşamış olduğu bu düşüş trendinin, 2017 yılında da devam ettiğini ifade etti.
ULI Türkiye Başkanı Zafer Uysal açıklamalarında, tüm dünya üzerindeki yatırımcıların yatırım iştahını kabartmak adına imardaki uygulamalarından önceden elde ettikleri hakların muhafaza edilmesi gerektiğini ifade ederek, imar süreçlerinin standartlaştırılmasında, şeffaflığın çoğaltılıp yerli yatırımcılar ile haksız rekabet anlayışının ortadan kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu ise konuya istinaden açıklamalarında, Avrupa’da ön planda yer alan konut, lojistik, ortak kullanımlı ofisler gibi bölümlerde Türkiye’de de gelişmekte olan alanlar mevcut olduğunu ve artan altyapı yatırımlarının da mühim bir potansiyel oluşturduğunu ifade etti.