İstanbul’da Aydın Üniversitesi’nin düzenlediği Kentsel Dönüşüm seminerinde söz alan Dr. Deniz Özçetin, kentsel dönüşüm süreçlerine vatandaşın da dahil edilmesi gerektiğini aktardı.
İstanbul Aydın Üniversitesi’nin organize ettiği “Kentsel Dönüşüm ve Güvenlik Söyleminde Mekanın Yeniden Üretimi: ‘Suç Mahal(le)leri'” başlıklı seminer gerçekleşti. Seminerde söz alan Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Deniz Özçetin, kentsel dönüşüm süreçleri için güvenlik yaklaşımları konusunda etkilerden bahsetti.
Kentsel dönüşümle birlikte yeniden üretim aşamasına geçen semtlerde ikamet eden vatandaşların, şehir dışı alanlarda yaşamaya yöneltildiklerini belirtti. Bu durumun önüne geçilmesi için dönüşüm uygulanacak alan içerisinde ikamet eden vatandaşların da sürece dahil edilmesi gerektiğini belirtti.
Yakın tarihlerde İstanbul’da gerçekleşmesi beklenen büyük deprem için en önemli önlemin kentsel dönüşüm olduğunu aktaran Özçetin, süreç içerisinde muhit sakinlerinin yer almasının oldukça önemli olduğunu aktardı.
Özçetin: Medya Yanlış Yönlendiriyor
Kentsel dönüşüm süreçlerinde medyanın yanlış bilgilendirme yaptığını belirten Özçetin, örnek olarak İstanbul’daki Tarlabaşı ve Hacıhüsrev semtlerini gösterdi. Özçetin, bahsi geçen semtlerdeki suç oranın yüksek olmasını kentsel dönüşümle bağdaştırarak aktaran medya organlarının yanlış bir algı yarattığını, kentsel dönüşümle birlikte bahsi geçen semtlerde yaşayan insanların sanki suç olaylarından arındırılacağı fikrinin empoze edilmesinin yanlış olduğunu belirtti.
Kentsel dönüşümün asıl amacının depreme karşı dayanıklı yapılar üreterek deprem güvenliğinin sağlanması olduğunu belirten Dr. Özçetin, asayiş güvenliği konseptinin oldukça can sıkıcı olduğunu belirtti.
“2000’li Yıllarda TOKİ’nin Etkisi Artırdı”
Konuşmasında kentsel dönüşüm süreçleri içerisindeki TOKİ etkisine de değinen Özçetin, 2000 öncesi dönemde uygulanan kentsel politikaların popülist bir yaklaşım göstermesine karşın, 2000’li yıllar sonrasında siyasetin neoliberal yapıya bürünmesi ile birlikte önemli aşamaların katedildiğini belirtti. 2005 ve 2006 yıllarında çıkartılan yasalar ile birlikte gecekondu inşa etmenin bir suç sayılmaya başlaması ve 5 yıla kadar hapis cezası gerektirmesinin önemli bir etki yarattığını belirten Dr. Özçetin, aynı süreç içerisinde İstanbul’da yer alan gayrimenkullerin neredeyse fiyatlarını 3 katına katladığını ve İstanbul’un doğal sınırlarına ulaştığını belirtti.
