Bir yandan inşaat sektöründe yaşanan sakinlik için çözüm yolları arayan inşaatçılar, diğer yandan sektöre sonradan dahil olup zarar verenlerin temizlenmesi adına yasal düzenleme yapılmasının gerektiğine vurgu yapıyor.
2004 yılından bu yana Türkiye genelinde konut ihtiyacını karşılayabilmek adına ciddi bir üretim gerçekleştirildi. Fakat aradan geçen 13 yıllık süre zarfı içerisinde herhangi bir deneyimi olmayan başka sektörlerden girişimciler, inşaat sektörüne yatırım yapmaya başladı. Mesleki yeterlilikleri bulunmayan, mali koşulları sağlayamayan pek çok şahıs ya da firma, denetime tabi tutulmadan kolaylıkla inşaat çalışmaları yaptı. Buna Yap – Sat adı ile bilinen kesim de dahil edildiğinde inşaat sektöründe çalışmalar yürüten yetersiz girişimcilerin sayısı 200 binin üzerine çıktı.
80 milyon nüfusa sahip olan Almanya’da totaldeki inşaatçıların sayısı yalnızca 3 bin 800 civarında iken, İstanbul’da ise bu sayı İTO kayıtlarına göre 42 bin 600 civarını buluyor.
Herkes Konut Üretiyor
Türkiye’de neredeyse bütün sektörlerde yasal düzenlemeler sayesinde iş yapabilme kriterleri ve denetimler mevcut bulunurken, ne yazık ki inşaat sektöründe her girişimci inşaat yapabiliyor. Örneğin; bir tekstilci rahatlıkla inşaat sektörüne girip konut inşa edebiliyor. İnşaat sektörünün temsilcileri bu konu hakkında gidişatın hiç iyi olmadığını savunuyor. Konut üretimi için çok fazla yığılma olduğundan dolayı arz – talep dengesinde bozukluklar meydana geldiği ifade ediliyor. Ayrıca bu gibi kontrolsüz girişlerin sektöre zarar verdiğini söyleyen temsilciler, bu durumun da sektörün durgunlaşmasına ve hatta gerilemesine nende olduğunu belirtiyor.
Fiyatlar Uçuk Kaçık
Farklı sektörlerden girişimcilerin inşaat sektörüne dahil olması, konut üretiminin ana maddesi olan arsaların tükenmesine, dolayısıyla da kalan arsa fiyatlarının da uçuk fiyatlarla satışa sunulmasına neden oluyor. Bu durumdan dolayı kat karşılığı sözleşmeler çoğalıyor ve tüketicilerin çok daha yüksek fiyatlarla ev sahibi olması kaçınılmaz oluyor. Piyasada tıkanıklık yaşanmasına rağmen, kontolsüz konut üretimi ise halen daha devamlılığını sürdürüyor.
İnşaat sektörünün temsilcileri, fiyatların bu denli yüksek olmasından dolayı talebin düşük olmasının, ileride sektörde yaşanabilecek bir krize neden olacağını öngörüyor.