Boğaziçi Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen ve bu yıl ikincisi düzenlenen 2. İnşaat Ekonomisi Zirvesi’nde gündem maddelerinden bir tanesi de kentsel dönüşümdü. Birçok uzman ve akademisyenin katılım sağladığı zirvede, kentsel dönüşümün ortaya çıkarttığı sorunlara parmak basıldı.
Boğaziçi Üniversitesi Finans Uygulama ve Araştırma Merkezi ile GYODER’in işbirliği ile organize edilen 2. İnşaat Ekonomisi Zirvesi’nde, Türkiye’nin her yerinden birçok uzman ve akademisyen katıldı. Son yıllarda Türkiye’nin sürekli gündeminde olan kentsel dönüşümün masaya yatırıldığı zirvenin ana teması da ‘Kazançlı Yapılar İnşa Etme Sanatı’ olarak belirlendi.
Etkinlik esnasında konuşma yapan Şehir Plancısı Faruk Göksu, 1960’lı yıllardan günümüze kadar geçen süreçte kentsel dönüşüm süreçlerinin tam 3 defa tekrarlandığını, bu süreçlerin her birinin de kamusal alanda kayıpları ortaya çıkarttığını ifade etti.
Şehirlerin kentsel dönüşümden kazançlı çıkmadığını ifade eden Göksu, 60’lı yıllarda gecekondulaşmanın ve apartmanlaşmanın başladığını, 80’li yıllarda gecekonduların yıkılıp, yerlerine toplu konutların ve apartlaşmanın inşa edildiğini hatırlatırken, 99 yılında yaşanan Marmara Depremi sonrasında başlayan kentsel dönüşümün hem başarılı olması, hem de herkes için adil bir kentsel dönüşüm olarak sınıflandırılabilmesi için, kamusal alan yaratmanın önemli olduğunu kaydetti.
İstabul’da Kentsel Dönüşüm Açık Alan Yaratmaktır
İstanbul’da yaşayan vatandaşların, neredeyse hiç birinin evlerinin depreme karşı dayanıklı olmadığını ifade eden Göksu, en az 2 Şişli, 2 Bağcılar, 3 Güngören büyüklüğünde, tam 2 bin hektarlık açık alanın yaratılması gerektiğini, İstanbul’da uygulanan kentsel dönüşüm stratejisinin açık alan yaratmak olması gerektiğini, projelerinde açık alan belirlemesi yapılmaması halinde imar hakkının verilmemesi gerektiğini kaydetti.
Kentsel Dönüşümde Değer Paylaşımı Adil Değil
Omurga Yapı Emlak Yatırımları Direktörü İlhamı Akkum, gerçekleştirdiği konuşmada kentsel dönüşüm uygulaması yapılan bazı ilçelerde vatandaşların artık kalmak istemediğini ifade etti. Fikirtepe’de başlayan kentsel dönüşümden örnekler veren Akkum, nüfusun yüzde 68’lik kısmının mal sahibi olmasına rağmen, yüzde 60’ın üzerindeki bir kısmının bölgede ikâmete devam etmek istemediklerini kaydetti. Akkum, kentsel dönüşümün bir uzlaşma süreci olduğunu, kamunun ortaya çıkan değerlerden adil bir şekilde pay alamadığını belirtti.
Türkiye’nin Başarılı Olduğu 2 Sektör: İnşaat ve Teknoloji!
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Vedat Akgiray, Türkiye’deki mevcut orta gelir tuzağı durumunun hem inşaat, hem de teknoloji sektörlerinde yapılacak doğru hamleler sayesinde açılabilmesinin mümkün olduğunu kaydederken, Türkiye’nin know-how açısından en başarılı olduğu alanların teknoloji ve inşaat sektörleri olduğunu ifade etti.
Kurumsal Müteahhitlik Ön Plana Çıkmalı
Türkiye Müteahhitler Birliği Yüksek Danışma Kurulu Başkan Vekili Mithat Yenigün, gerçekleştirdiği konuşmada Türkiye’de üretilen konutların sadece yüzde 17’lik kısmının kurumsal müteahhitlik firmaları tarafından hayata geçirildiğini, geriye kalan kısmın işinin ehli olmayan kişiler tarafından yürütüldüğünü belirtti. Yenigün, Türkiye’de kartvizit basıp, müteahhit olarak kendini tanıtan 330.000 kişi olduğunu, bu kişilerin ortaya koydukları işlerin kalitesinin çok kötü olduğunu ifade etti.
Artık Vatandaş Konutu Yatırım Amaçlı Alıyor
RE-PIE Gayrimenkul Portföy Yönetim Başkanı Emre Çamlıbel, 90’lı yıllarda vatandaşların konut satın alma sebeplerinin oturma amaçlı olduğunu, 2000’li yıllar ile birlikte bu eğilimin yatırım amaçlı konut satın almaya kaydığını belirtirken, konut fiyatlarında ortaya çıkan artışa rağmen vatandaşların gelirlerindeki mevcut sabitlik yüzünden kira gelirlerinde bir artış yaşanmadığını, sistemin bir revizasyon yaşamaması halinde 2018 yılı sonrasında çanların çalmaya başlayacağını ifade etti.